Ahtapot
Ahtapot kabuksuz, kafadan bacaklı yumuşakçalar sınıfının bir üyesidir. Ahtapotlar 100 cm büyüklüğü kadar erişebilmekte olup oldukça küçük çeşitleri de vardır. Kayalar üzerinde, kayalıklardaki yarıklarda kısacası kamuflaj imkanı veren her yerde yaşayabilirler. Kafadan çıkan 8 adet aynı uzunluk ve yapıya sahip, 2 sıra vantuzla bezenmiş kolları vardır. Sadece Eledone ahtapotunun vantuzları tek sıradan oluşur. Ahtapotların hepsi mavi kanlıdır. Dünya üzerinde yaşayan en ilginç yaratıkların belki de birinci sırasında yer alan ahtapotları diğer canlılardan ayıran en temel özelliği 3 adet kalbinin olmasıdır. 2 kalbi vücuttaki kanı solungaçlara oradan da 3. kalbe pompalamakla görevli iken 3. kalp ise kanı tüm vücuda pompalar. İşte ahtapotu en ilginç yaratıklardan biri haline getiren özellik burada başlar.
Yaklaşık saatte 40 km hıza erişebilen ahtapotun yüzme esnasında vücuda kan pompalayan 3. kalp tamamen durur. Bu özellik başka hiçbir hayvanda görülmezken bu durum aslında ahtapotun da pek hoşuna gitmez. Bu sebeple düşmanlarından kaçması gerektiği durumlarda hayvan en eşsiz özelliklerinden birini yani kamuflaj yeteneği konuşturmayı tercih eder.
Bulunduğu ortamın rengini ve hatta şeklini alabilen ve bunu göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir sürede gerçekleştirebilen ahtapot bu işlemleri vücutlarındaki kromotofor sayesinde yapabilmektedir. Böylelikle hem düşmanlarından saklanmış olur hem de kalbini durdurmak zorunda kalmamış olur.
Sadece kamuflajın yetersiz kaldığı durumlarda ahtapot çoğu mukus olan ve pigment hücrelerden oluşan bir bulut salgılayarak düşmanının gözlerini ve koku duyusunu tahriş eder ve takipten kurtulmak için kendine zaman kazandırır.
İlle de yüzme ile kaçış gerçekleştirme durumunda kalırsa şayet mukus ve pigmentten oluşan salgıdan başka bir salgısı daha vardır ve bu mavi bir mürekkep bulutudur. Bu sebeple mürekkep balıkları ile çoğu zaman karıştırılırlar. Oysa onlar sadece en yakın akrabalardır fakat farklı türlerdir.
Ömürleri oldukça kısa olan ahtapotlar yaşamak için hiç düşünmeden kollarını düşmandan kurtulmak için feda edebilir. Bu kolun yerine gelmesi ahtapot için oldukça basittir ve eski halinden hiçbir eksik tarafı ve özelliği bulunmadan tamamen sorunsuz olarak görevini yerine getirecek şekilde yenilenir.
Ahtapotlar birçok deniz canlısı gibi sürüler halinde değil yalnız yaşamayı tercih ederler. Bu sebeple yaşamı boyunca her zaman dikkatli olması gereken ahtapot yukarıda da belirttiğimiz gibi şekil ve renk değiştirerek avlanır, tuzak oluşturur ve gizlenir. Sadece çiftleşme döneminde bir araya gelen ahtapotlarda çiftleşme esnasında erkek ahtapot daima dişinin sağ tarafında bulunandır. Erkek spermlerini dişiye aktarır veya bu işlemi dişi erkekten alarak gerçekleştirir. İşlem tamamlandıktan sonra erkeğin hemen oradan uzaklaşması gerekmektedir. Aksi takdirde dişi erkek ahtapotu kolları ile sararak boğar ve sonrasında afiyetle erkeğini yer. Bu durum bilimsel olarak kesin bir şekilde açıklanamasa da dişinin annelik içgüdüsü ile hareket edip her türlü tehlikeye karşı reaksiyon gösterdiği düşünülmektedir. Çiftleşme sonrasında gelişmeye başlayan ahtapot yumurtalarının her biri bir kapsül ile muhafaza edilir. Üzüm salkımı görünümünde bir arada duran yumurtaların hepsi kapsülleri sayesinde bir kayaya veya benzeri bir zemine sabitlenirler. Dişi yumurtaların üzerine kuluçkaya yatarak onları korumaya alır ve açlıktan ölse dahi yumurtalarını bırakmaz. Bu dönemde bacaklarını dahi yiyebilir. Yavrular yumurtadan çıktığında ergin bir ahtapota benzer şekildedirler.
En sevdikleri yiyecekler yengeçler ve kendinden küçük balıklar olsa da 1 metreyi aşan köpek balıklarına hatta dalgıçlara dahi saldırdıkları kayıt altına alınmıştır. Yakalamış oldukları avlarını boynuzsu ikiz çeneleriyle ve dişli dilleriyle parçalarlar.
Ahtapot kayalıkların ve zeminin üzerinde kolları ile tutunarak sürünür veya hunisinden basınla suyu püskürterek yüzer. Esnek vücut yapısı sayesinde gövdesinden oldukça küçük yarıklara giren ahtapotun geçebileceği yarıklardaki genişlik kriteri gözünden küçük olmamasıdır. Ahtapotlar gözünden büyük olan her yerden kolaylıkla geçebilirler.
Ahtapot salatası nasıl yapılır yazısına buradan ulaşabilirsiniz.
Ahtapot Nasıl Avlanır
Bilinen en eski ahtapot fosili yaklaşık 300 milyon yıl yaşındadır. Yani yeryüzü henüz şekillendiğinde dahi ahtapotlar varlıklarını sürdürüyorlardı. Peki nesilden nesile avlanma, yırtıcılardan korunma, saklanma ve kaçma gibi konulardaki tecrübelerini aktarmış olan ahtapotları nasıl avlayabiliriz? Ahtapot oldukça zeki bir hayvan olmakla beraber oldukça da meraklı bir canlıdır. Özellikle ses çıkartan, parlak nesnelere karşı dayanılmaz bir merak duyan ahtapotların avında olmazsa olmaz av malzemelerimiz olmalıdır. Bunun haricinde fosforlu etiketler, plastik yapay balıklar kullanabilirsiniz. Mutlaka kalın ve dayanıklı bir ip veya misina kullanmalısınız. Bu oltaya ahtapot salası denmektedir ve amaç ahtapotun merakını oltaya çekip salaya sarılmasını sağlamaktır.
Ahtapot salasını tekneden veya kıyıdan suya attığınızda yavaş yavaş çekmeniz gerekmektedir. Ahtapot salaya sarıldıktan sonra sudan çıkartılır. Dikkat edilmesi gereken ahtapotun zehrine maruz kalmadan sepete koymaktır. Bilindiği üzere hemen tüm ahtapotlar zehirlidir ve bilinen en zehirli ahtapot türü mavi halkalı ahtapottur. Mavi halkalı ahtapotun zehri sizi dakikalar içerisinde öldürebilir ve şuan üretilmiş olan bir panzehri yoktur. Eğer ülkemiz sularında ahtapot avlıyorsanız şanslısınız. Çünkü bizim karasularımızda henüz mavi halkalı ahtapota rastlandığına dair bir kayıt bulunmamaktadır.
Ahtapotu avlamanın bir diğer yöntemi ise zıpkınla avlanmaktır.
Ülkemizde Ege ve Akdeniz mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden olan, dünyanın en ilgi uyandırıcı, memelilerden sonra en zeki, oyun oynamaya inanılmaz düşkün, her şeye meraklı bir o kadar utangaç olan ahtapotları avlama niyetinde iseniz; mutlaka avlanabilir boyutlara dikkat edelim.
Nesillerin devamının karnımızın ve hevesimizin doygunluğa erişmesinden çok daha önemli olduğunun bilincinde olduğunuz biliyor ve rast gelsin dileklerimizi sunuyoruz.
Bunları da okumak isteyebilirsiniz
Yorum yazın
Üyeler "Ahtapot" hakkında ne diyor?